Ölümcül Libya kazasının ardından sorular
Selden etkilenen Derna sakinlerine yardım etmek üzere Libya’ya giden silahlı kuvvetler misyonunun bir parçası olan beş Yunanlının, Pazar günü öğleden sonra Bingazi’de meydana gelen korkunç trafik kazasında ölmesi, selden etkilenen Derna sakinlerine yardım etmek için Libya’ya giden silahlı kuvvetlerin misyonunun bir parçası olan beş Yunanlının ölümü, böylesine karmaşık bir misyonun 2000’li yılların ortasında planlanması ve yürütülmesi konusunda meşru endişelere yol açıyor. Yıllardır süren iç savaş nedeniyle zaten güvensiz olan bir ülkede kaos var.
Aralarında Genelkurmay Özel Harp Komutanlığı üyelerinin, askeri tıbbi uzmanların ve sivil tercümanların da bulunduğu 20 kişinin otobüste olması, onları sınırlı müdahale kabiliyetine sahip herhangi bir kötü niyetli aktör için ideal bir hedef haline getiriyordu.
Mevcut bilgilere göre, yerel bir kişinin kullandığı otobüs, biri önde diğeri de arkadan olmak üzere iki Libya güvenlik gücü cipi eşliğinde Bingazi’den son varış noktası Derna’ya doğru gidiyordu.
Land Rover cipi ile Yunan heyetini taşıyan otobüsün çarpışması sırasında, öndeki Libya güvenlik güçlerinin cipi ile görsel temas sağlanamadı. Sürücüsünün kontrolünü kaybettiği cipin otobüse yandan çarparak havaya kaldırdığı öğrenildi. İndiğinde ön kısım alev aldı. Ön koltukta oturanlar yandı, arka koltukta oturanlar ise kırık camlardan dışarı fırladı.
Bir hükümet yetkilisi, Derna bölgesinde hayırsever ve gönüllü çalışmalarıyla tanınan cipteki altı Libyalının öldüğünü söyledi. Daha fazla özerklik sağlamak için cipin özel olarak 200 litrelik bir benzin deposuyla donatılmış olması, yangının hızla yayılmasını açıklıyor. Kaynaklar, otobüsteki hasarın bir patlamadan kaynaklanmadığını, daha ziyade çarpışma sonrasında çıkan bir yangına işaret ettiğini söyleyerek bunun bir terör saldırısı olmadığı fikrini güçlendirdi.
Üç silahlı kuvvet mensubu ve iki sivil tercümanın cenazelerinin taşınması, hava kuvvetlerine ait C-27 nakliye uçağıyla gerçekleştirildi.